![]() |
![]() |
||||||
![]() |
|||||||
|
Arama sonuçları: "t����vbe eden" deyimiyle ilgili toplam 2177 kelime bulundu, fakat sonuçlar 300 adet ile sınırlandırıldı. Daha kesin sonuçlar için aranacak kelime(leri)nizi gözden geçirin. |
|||
Avam-firib | Farsça Halkın hoşuna gidecek tarzda hareket eden, halkı avlıyan, demagog. |
||
Avamil |
|
||
Aver | Farsça Averden "getirmek" fiilinin emir köküdür, kelime sonuna getirilerek; yapan, eden, olan, veren, götüren gibi manalara sebeb olur. |
||
Avn |
|
||
Avrupa | Dünyadaki kıtalardan biri. (Avrupa ikidir. Birisi, İsevilik din-i hakikisinden aldığı feyz ile hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi sanatları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupaya hitap etmiyorum. Belki felsefe-i tabiiyyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiatını mehâsin zannederek, beşeri sefahete ve dalâlete sevkeden bozulmuş ikinci Avrupaya hitab ediyorum. L.) | ||
Avrupazâde | Farsça Avrupa'dan doğan. Avrupa te'siri ile olan. Avrupalıyı taklid eden. |
||
Âyât-ı Mensuha | Sâbık olan, geçmişte olan hükümleri beyân eden âyetler. | ||
Âyât-ı Nâsih | Sâbık olan şer'i hükmün kaldırıldığını beyan eden âyetler. (Bak: Nesh) | ||
Ayib | Dönüp çekilen. Geri dönen. Tövbe eden. | ||
Ayine | Farsça
|
||
Ayine-i Ehadiyet | Ehadiyetin ayinesi. Cenab-ı Hakk'ın ekser isimlerinin tecellisine mazhar olan şey. (Hayat birşeye girdiği vakit, o cesedi bir âlem hükmüne getirir; cüz ise küll gibi, cüz'iye dahi külli gibi bir câmiiyyet verir. Evet hayatın öyle bir câmiiyyeti var; âdeta umum kâinata tecelli eden ekser Esmâ-i Hüsnayı kendinde gösteren bir câmi âyine-i ehadiyettir. Bir cisme hayat girdiği vakit, küçük bir âlem hükmüne getirir, âdeta kâinat şeceresinin bir nevi fihristesini taşıyan bir nevi çekirdeği hükmüne geçiyor. Nasıl ki, bir çekirdek, onun ağacını yapabilen bir kudretin eseri olabilir; öyle de: En küçük bir zihayatı halkeden, elbette umum kâinatın Hâlıkıdır. L.) | ||
Ayine-i Ervah | Ruhlar âyinesi. Esmâ-i İlâhiyenin tecellisine mazhar olan ruhlar. (... Muhabbetten yetimâne bir şefkat, me'yusâne bir rikkat tevellüd eder. Bütün zihayatlara acır; hatta güzel ve zevâle maruz bütün mahlukata bir rikkat ve bir firkat hisseder; elinden birşey gelmez, ye's-i mutlak içinde elem çeker. Fakat gafletten kurtulan evvelki adam o şedit şefkatin elemine karşı ulvi bir tiryak bulur ki: Acıdığı bütün zihayatların mevt ve zevalinde bir Zât-ı Bâki'nin bâki esmâsının dâimi cilvelerini temsil eden âyine-i ervahları bâki görür; şefkati, bir sürura inkılâb eder. M.) | ||
Ayniyyat | (Ayniyye. C.) Kullanılmaya veya harcanmaya elverişli olup taşınabilen ve para eden şeyler. | ||
Azamet |
|
||
Azarende | Farsça
|
||
Azîm | Azimet eden. Gidici. | ||
Âzin |
|
||
Bagiyy |
|
||
Bagiz | (Bugz. dan) Herkese nefret eden, buğzeden. Hiç kimseyi sevmeyen. Tiksinen. | ||
Bâhis |
|
||
Bahr |
|
||
Bahşende | Farsça Bağışlayan, ihsan eden. Afveden. |
||
Bakar-perest | Farsça Öküzü mâbut yapan. Öküz ve emsalini put yapıp ona ibâdet eden sapkınlar. Ehl-i dalâlet. |
||
Bani | Kurucu. Yapan. Yapıcı. Yaptırıcı. Binâ eden. | ||
Bar-keş | Farsça
|
||
Bârânî | Farsça
|
||
Barbaros | Hayreddin Paşa: (Mi: 1466-1546) Tarihin en büyük Denizcisi Hayreddin Paşa, kardeşleri ile İslâm âlemini birleştirmek, tek bir bayrak altında muhteşem imparatorluğumuzun himayesinde toplamak için çalıştı. Sonunda müstakil devleti ile, Osmanlı Devletine iltihak etti. Kaptan-ı Derya olarak Akdenizi bir göl halinde devlete kazandırdı. Preveze'de, Haçlı donanmasını perişan etti. Dinin hayırlı evlâdı Hayreddin Paşa bir korsan değil, din yolunda muharebe eden mücâhid gazi idi... Beşiktaş'taki evinde vefat etti ve oradaki türbesine defnedildi. | ||
Barem | Farsça Devlet memurlarının aylıklarını tasnif ve tanzim eden, miktarlarını gösteren sistem veya cetvel. |
||
Bast-ı Zaman | Az zamanda çok uzun bir zaman yaşamış olmak. (Bu hakikata işareten Leyle-i Kadir gibi bir tek gece seksen küsur seneden ibaret olan bin ay hükmünde olduğunu nass-ı Kur'ân gösteriyor. Hem bu hakikata işaret eden ehl-i velâyet ve hakikat beyninde bir düstur-u muhakkak olan "bast-ı zaman" sırrı ile çok seneler hükmünde olan birkaç dakikalık zaman-ı mirac, bu hakikatın vücudunu isbat eder ve bilfiil vukuunu gösteriyor. Mirâcın birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde vüs'atı ve ihâtası ve uzunluğu vardır. Çünkü o mirac yolu ile, beka âlemine girdi, beka âleminin birkaç dakikası, şu dünyanın binler senesini tazammun etmiştir. Hem şu hakikata bina edilen beyn-el evliyâ kesretle vuku bulmuş olan bast-ı zaman hâdiseleridir. Bâzı evliya bir dakikada bir günlük işi görmüş. Bâzıları bir saatte bir sene vazifesini yapmış. Bazıları bir dakikada bir hatme-i Kur'âniyeyi okumuş olduklarını rivâyet edip ihbar ediyorlar. Böyle ehl-i hak ve sıdk, bilerek kizbe elbette tenezzül etmezler. Hem o derece hadsiz ve kesretli bir tevatürle bast-ı zaman hakikatını aynen müşâhede ettikleri medar-ı şüphe olamaz. Şu bast-ı zaman herkesçe musaddak bir nevi rüyada görünüyor. Bazan bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, geçirdiği ahvali, konuştuğu sözleri, gördüğü lezzetleri veya çektiği elemleri görmek için yakaza âleminde bir gün, belki günler lâzımdır. L.) | ||
Batıniyye | Kur'an-ı Kerim'deki âyetlerin ve hadis-i şeriflerin zâhir ve âşikâr mânalarından ayrılarak, usûlsüz ve yanlış te'viller ile âyet ve hadislerin gizli ve sırlı mânalarını bulmak iddiasında olan sapık bir tarikat ve buna bağlı olanlar.Esasen âyet ve hadislerin ince, derin ve küllî mânalarını tefsir ve te'vil ile keşfedip bulmak vardır. Fakat zâhir mânaları ve bunlardan çıkan kat'i hükümleri esas almak ve bunlara aykırı olmamak ve şeriattaki ve tefsir ilmindeki usûle uygun olmak gibi şartlara riâyet etmekle makbul olur.O.T.D. Sözlüğünde bu hususta şu malûmat verilmiştir: Bâtınîlere, muhtelif vesileler ile verilmiş olan isimler şunlardır: 1- Karamıta, 2- Saibiye, 3- İsmailiye, 4- Mübarekiye, 5- Bâbekiye.Bunlardan başka Bâtınîlere; hakikatın, yalnız Mâsum İmamın talimi ile öğrenilebileceği iddialarından dolayı Talimiye; dini mahremata riayet etmedikleri için İbahiye vs. isimleri de verilmiştir. Tohumu İbni Sebe tarafından atılmış olup Abbasilerden Mutasım zamanında yaşıyan Ehvaz'lı Meymun tarafından filizlendirilen Bâtıniye mezhebine en evvel, takiyyeyi terk ile alenen davet eden Muhammed Ali Berkaî'dir. (Hicri: 255) | ||
|
osmanlicaturkce.com - © 2007-2022 - iletişim |